Etiketler

20 Şubat 2019 Çarşamba

Ankara Gezisi 1. Bölüm – TCDD Tarihi Lokomotif Müzesi , Direksiyon Binası , Etnografya Müzesi , Resim ve Heykel Müzesi , Anadolu Medeniyet Müzesi



Çok uzun zamandır  Ankara’yı görmeyi istiyordum. Fakat kalabalık bizim gözümüzü hep korkutuyordu ve bu yüzden Ufuk’u ikna etmek hiç kolay değildi. 1 yılın sonunda Ufuk kendisi Ankara’ya gitmeyi teklif edince tabi ki hemen üzerine atladım.

Hemen planımızı programımızı yaptık ve her şeyimizi hazırladık. Fakat hafta sonu Ankara sürekli yağış veriyordu. Bizde genelde yürüyerek gezdiğimiz için yağmurun bizi engelleyeceğini düşündük ve önümüzdeki haftalara erteledik.

Erteleye erteleye bir hafta sonu kendimizi sonunda Ankara da bulduk. Atamızın yadigari başkent Ankara. Elimizde bir sürü gezecek müze , camii ve en önemlisi Anıtkabir listesi vardı. Tüm her birini gezmek için kendimize 2 gün ayırmıştık. 2 gün dolu dolu bir şekilde Ankara’nın sokaklarında gezmeye hazırdık.

Sabahın 5’de kalkıp (gezmek olmasa asla kalkmayacağımız bir saat) hazırlanıp , tren garına doğru yola çıktık. 06.20’de hareket eden hızlı trenimize binip 1 saat 25 dakika sonra kendimizi Ankara garında bulduk. Tren yolculuğu seven biz için bu yolculuk çok hızlı geçmişti.  Düşündüğümüzden daha çabuk gitmiştik ve 07.45 civarında Ankara’da gezmeye başlamıştık. Öncelikle yeni gar da inince nereye geldik biz böyle dediğimiz oldu. Çok erken olduğu için henüz hiçbir yer açılmamıştı.

Yeni gar’dan eski gar’a geçtik ve TCDD Tarihi Lokomotif Müzesi’ni gezmeye karar verdik. Listemizin başında yer alan müze tabi ki saat erken olduğu için kapalıydı. Dönüş yolculuğunda ise garda gezinti yaparken Atatürk’ün Türkiye seyahatlerinde kullandığı vagonu görme şansımız oldu. 





Gar’a çok yakın bir diğer müze Direksiyon Binası. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oluşturulması ile bugünün her yıl Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmasının kararı bu binada alınmış. 1964 yılında müze olarak hizmete açılmış bu müze ne yazık ki günümüzde kapalı. Dışarıdan görmüş olduğumuz bu binanın içerisine girme şansınız olmadı. Sabah gelir gelmez daha iki müzeyi listeden çıkardık fakat ikisini de dışarıdan gördüğümüz için biraz üzgün bir şekilde yolumuza devam ettik.

Kısa bir yürüyüş sonrasında kendimizi Etnografya Müzesi’nde bulduk. 




Türk sanatının Selçuklu Devrinden günümüze kadar devam eden bir çok örnekleri bu müzede sergilenmekte. Koleksiyonda Anadolu’nun çeşitli yörelerinden toplanmış ; çini , ahşap , cam işçiliği , yazı sanatı gibi bir çok detay bulunuyor.




Müzenin bir diğer özelliği ise Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı 1938’den 1953’e kadar Anıtkabir’e nakledine kadar bu müzede kalmış olması. Bu bölüm ise Atatürk’ün anısına hala kabir şeklinde korunmakta.  Müze’ye girişte müze kart geçerli. Eğer müze kartınız yoksa 10 TL’lik bir giriş ücreti bulunuyor.



Etnografya Müzesinin hemen yanında ise Resim ve Heykel Müzesi bulunuyor. Müze’de restorasyon atölyesi , çerçeve atölyesi , teşhir salonu , opera sahnesi , yönetim bölümleri bulunuyor. Koleksiyonlara baktığımızda ise resim , heykel, seramik , özgün baskı , fotograf vb. eserlerden oluşuyor.  Bizim ziyaret ettiğimiz dönemde müzede restorasyon vardı. Bu yüzden kapılardan , camlardan içeri baktık sadece. :) Dışarıdan harika bir yapıya sahip bir müze.






Öğlen saatlerine yaklaştığımız sırada biraz geziye mola verip , dinlenmek ve özellikle ısınmak için soluğu hotel de aldık. Öğlenden sonraki gezi listemizde bizi heyecanlandıran müzeler bulunuyordu. Bunun için biraz enerji toplamamız gerekiyordu.
Kısa bir mola sonunda Ankara gezisine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Enerjimizi topladıktan sonra otele yakın olan müzeleri gezmeye koyulduk.

Google maps’i açtık ve Anadolu Medeniyetler Müzesine doğru yolu tuttuk. Ama o kadar bayır çıkıyorsunuz ki artık yorulmamanız elde değil. Teşekkür ederiz Google Maps. :)

Anadolu Medeniyetler Müzesi’ne geldiğimizde bizi büyük bir kalabalık karşıladı. Uzunca bir sıra oluşuyordu , birçok otobüs müzenin önünde park edilmişti. Anlayacağınız üzere gezi gruplarının durak noktalarından biriydi bu müze. 

Bizde tam bu sıra ne zaman biter diye düşünürken bireysel gelenler öne geçtiğini gördük ve hemen kendimizi müzenin içerisinde bulduk. Bu arada müzeye giriş ücreti 30 TL, müze kart geçerli.




Paleolitik Çağ’dan günümüze kadar geçen uzun süreçte Anadolu’da hakimiyet kuran medeniyetler ve Ankara’nın gelişi hakkında değerli bilgiler aktarıyor. Müzede tarihi çağlara ışık tutun birçok bölüm bulunuyor.  Eski Mahmutpaşa Bedesteni ve Kurşunlu Han binalarında hizmet veriyor. 1938 yılında restorasyon çalışmaları başlanmış ve 1968 yılında müze olarak ziyaretçilerine açılmış. 




Ankara'da yarım günümüz biterken , Ankara Gezisi'nin birinci bölümü de bitiyor.  Gezinin devamında bizi çok şaşırtan şeyler oldu. İşte onlar için bir sonra ki yazımızı okumalısınız.

Haftaya bir sonra ki yazımızda görüşmek üzere.
İyi gezmeler…



 
 İnstagram : minebasarn

Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com

Ankara Kedisi :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder