İlk günümüzü Alanya Merkez’de harika tarihi yapılar görerek
tamamlamıştık. ( İsterseniz gezimizin ilk bölümünü okuyabilirsiniz. ) Sıra da
Antalya’yı gezmek vardı. Alanya – Antalya arası 133 km. Biz bu yolu otobüs
yolculuğu ile yaptık ve 2 saatlik yolu 3 saatte geldik. Sebebi ise iki mesafe
arasında çok fazla hotel var ve otobüs
dolmuş gibi her yerde durdu. Yolculukların uzun sürmesi hariç her şey harika
gidiyordu ve bu yüzden yolculukları kafamıza takmıyorduk. :)
Antalya Saat Kulesi
Eşyalarımızı bıraktığımız gibi başladık Antalya’da
kaybolmaya. Kalacağımız hotel merkezde olduğu için gideceğimiz her yere çok
yakındık. İlk olarak Saat Kulesi’ni
ziyaret ediyoruz. Antalya'nın şehir merkezinde bulunan tarihi saat kulesi Kale
Kapısı mevkindedir. Saat Kulesi 1901 senesinde Sadrazam Küçük Sait Paşa
tarafından II. Abdülhamit için inşa edilmiştir. Antalya Tarihi Saat Kulesi,
kare gövdelidir ve gövdenin altında bir, üzerinde üç sıra silme vardır.
Yivli Minare
Saat Kulesinin hemen yanında bulunan Yivli Minare
dikkatimizi çekiyor. Kentteki ilk İslam dönemi eseri olan Yivli Minare, Bizans
Kilisesi’nin camiye çevrilmesi için 13. yüzyılda Selçuklu Sultanı Alâeddin
Keykubat’ın emriyle inşa edilmiştir. Arka tarafında bulunan külliyeye de adını
veren 45 metre yüksekliğindeki minarenin dışı, firuze renkli çinilerle
süslenmiş. Kentin sembolü konumundaki 8 yivli yapıdaki gezimize Asansör ile
devam ediyoruz.
Antalya’nın çok kullanılan ve söz edilen bir diğer önemli
noktası da Asansör. Asansör’ün çevresindeki manzaradan Antalya Limanı’nı izliyorsunuz , gerçekten
güzel bir manzara olduğunu söylemeliyim.
2014 yılında Antalya halkının aşağı ve yukarı çıkışları kolaylaştırmak için
yapılan bu asansörün çok kullanıldığını söylemeliyim. Asansör ile aşağı
indiğimizde karşımıza hemen Oyuncak Müzesi çıkıyor.
Antalya Oyuncak Müzesi
Türkiye’nin ilk oyuncak Müzesi İstanbul Oyuncak Müzesi’nin
kurucusu Sunay Akın danışmanlığında açılan müze, Antalya Büyükşehir
Belediyesi’nin önemli kültür projelerinden biri. Araştırmacı, şair, yazar Sunay
Akın’ın öncülüğünde 2011, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda
hizmete giren Antalya Oyuncak Müzesi, yaklaşık 3 bin antika oyuncağın
sergilendiği masalsı bir dünyanın kapılarını misafirlerine açıyor. Müzeyi gezerken çocukluk yıllarımıza yolcuk
yapıyoruz ve oynadığımız bir çok oyuncak çeşidini ve sevdiğimiz çizgi film
karakterini burada görüyoruz. Özellikle çocuklar çok sevecektir fakat
yetişkinlerinde ilgisini çekecektir. Müzeye giriş fiyatı 5 TL , öğrenci ise 3
TL.
Kaleiçi
Müzede çocukluk yıllarımızı geri dönüp anılarımızı
canlandırdıktan sonra Antalya’nın simgesi olan Kaleiçi sokaklarında
kayboluyoruz. Osmanlı döneminden günümüze kalan o güzel evler bizlere görkemli
görüntü veriyor. Her sokağın sonunda kendimizi masmavi deniz manzarasında
buluyoruz. Dar sokakları olan Kaleiçi’nde çoğu ev otel , pansiyon , cafe ,
restoran , hediyelik eşya mağazası , halıcı olarak hizmet vermektedir. Evlerin
hepsinin bir sokak cephesi ve sokak görmeyen bahçesi bulunuyor. Evlerin üst
katında “Cumba” denilen ve hem ev hem de
sokak mimarisine uygun olarak yapılmış çıkmalar bulunuyor.
Hadrian Kale Kapısı
Kaleiçi’nde bulunun
bu muhteşem evlerin bir çoğu aslına uygun olarak restore edilmiştir.
Kaleiçi’nde gezinip , evlerin büyüsüne kendimize
kaptırmışken karşımıza Hadrian Kale Kapısı çıkıyor. Antalya’nın en iyi korunmuş
eserlerinden biri olan Hadrian Kale Kapısı M.Ö.130 yıllarda İmparator Hadrianus
tarafından yapılmış. Üç kapılar olarak da bilinen Hadrian Kapısı, 3 kemer
şeklinde ve Latince bir kitabesi var. Bu kitabe , korint tarzındaki sütunlardan
, kapının üzerinde yer alan , imparator ve ailesinin heykellerinden günümüze
kadar kalabilen tek eserdir.
Suna İnan Kıraç Müzesi
Kaleiçi sokaklarında gezmeye devam ederken karşımıza
listemizde de ismi olmayan bir müze çıkıyor ve tabi ki hemen gezmeye
başlıyoruz. Suna İnan Kıraç Müzesi 1993-1995 yılları arasında Suna ve İnan
çiftinden satın alınıp , restore ediliyor ve müzeye çevriliyor. Müze, Geleneksel
Antalya Evi ve Aya Yorgi Kilisesi olmak üzere iki binayı kapsamaktadır. Müzede;
kahve ikramı, kına gecesi ve damat tıraşı gibi kültürel değerler cansız
mankenlerle anlatılmaktadır. Aynı zamanda, Suna-İnan çiftinin özel
koleksiyonuna ait kültür ve sanat eserleri de müzede sergilemektedir. Severek
gezdiğimiz müzeler arasında yerini aldı. :)
Atatürk Evi
Müze gezimize bu kez Atamızın Antalya’da ki evini ziyaret
ederek devam ediyoruz. Ziyaretleri sırasında Atatürk’e tahsis edilmiş olan
köşk, ziyaretleri anısına bir müzeye dönüştürülmüştür. İki katlı dikdörtgen şeklinde planı olan
köşk, 1986’dan beri Atatürk Evi Müzesi olarak halka hizmet vermektedir. Köşkün
alt katında, Atatürk’ün Antalya’yı ziyaretleri ile ilgili fotoğraf sergisi,
Atatürk ve Antalya’ya dair belgesellerin izlenebileceği bir oda, bir yemek
odası ve bir büro; üst katında ise Atatürk’ün kişisel eşyalarının sergilendiği
bir oda bulunmaktadır. Ayrıca bir toplantı odası, çalışma odaları, yatak odası
ve hatıra paraların sergilendiği özel bir bölüm de yer almaktadır.
Hıdırlık Kulesi
Gün sonuna yaklaştığımız saatlerde kendimizi deniz
kenarındaki bir parkta buluyoruz. Karaalioğlu Parkı’ na 25 metre mesafede bulunan Hıdırlık Kulesi,
kullanılan malzeme ve mimarisine bakılarak 2. yüzyılda inşa edildiği
söylenmektedir. Tarihi kulenin alt katı köşeli olduğundan kare şeklinde, üst
kısmı ise silindir şeklinde olup, yüksekliği 14 metredir. Kalenin üst katında
kalın duvarlar arasında kalan geniş bir gezinti alanı, alt katta ise küçük bir
oda bulunmaktadır. Hangi tarihte, ne zaman, kimin için yapıldığı net olarak
bilinmemektedir. Hıdırlık Kulesi ‘nin deniz feneri olarak kullanıldığı ve
körfeze gelen gemilerin bu kuleden takip edildiği rivayetler arasındadır. Çok
sağlam bir yapısı olduğundan savunma kalesi olarak kullanıldığı ve işaret ateşi
yakıldığı da söylenmektedir.
Antalya Limanı ‘nın girişine hakim olan kule, yeri
dolayısıyla harika bir manzaraya eşlik ediyor. Kulenin tepesinden bakıldığında
Akdeniz’ in muhteşem masmavi denizi, etraftaki yeşilliğin her tonu, ve sapsarı
parlayan güneşle birlikte tüm doğayı izlemek mümkün.
Antalya ‘nın gözde parkından olan Karaalioğlu parkının
yakınında olmasından dolayı, kulenin etrafında çok sayıda kafe ve restoranlar
bulunmaktadır. Karaalioğlu Parkı'na gelen yerli yabancı herkes kaleyi etraflıca
gezip, inceleyebilir. İçerisine girilmediği için ücret ödenmez.
Hıdırlık Kulesi’nin bulunduğu bölgede o kadar güzel manzara
bulunuyor ki yaklaşık iki saat kadar burada oturup dinleniyoruz ve güneşi
batırıyoruz.
Kaleiçi’nin daracık , arnavut kaldırımlı sokaklarında
kaybolduğumuz bir günün daha sonuna geldik. Önümüzdeki iki gün boyunca antik
kentler gezeceğiz. Yazılarımızı okumaya devam edin. :)
İyi Gezmeler…
İnstagram : minebasarn
Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder