Afyonkarahisar Gezisi - Afyon Kalesi , Anıt Park , Çeşmeli Konak , Zafer Müzesi , İkbal Lokantası

Günübirlik başladığımız gezinin ilk durağı Kütahya’ydı. ( Kütahya yazısından detaylarını bulabilirsiniz.) İkinci durağımız ise Afyon. Kütahya’dan 14:30 bindiğimiz otobüs ile 15:40 gibi Afyon otogarda indik. Gezi listemize uygun olacak şekilde yola koyulduk.

Saatin biraz geç olmasından ve havanın kararmasından dolayı biraz acele etmeye çalışıyorduk. Otogardan kalkan bir dolmuşa binerek Afyon’da kısa bir gezinti yaptık. Hangi numaraya bindiğimiz konusunda ne yazık ki bir fikrim yok. Otogarda minibüs bileti satan bir yere sorduğumuzda bize kalkacak olan dolmuşa binmemiz ve para geçtiğini söyleyince bizde zaman kaybetmeden bindik. Kütahya’da olduğu gibi Afyon’da da ne yazık ki Afyon Kalesi’ne kadar giden bir dolmuş , minibüs falan yokmuş. Yaklaşık yarım saat sonunda Anıt Park’ında indik. Neyse ki Anıt Park’ı da listemizde bulunuyordu.

Anıt Parkı bir başka deyişle , Büyük Utku Anıtı, Afyonkarahisar'da, kentin Yunan işgalinden kurtarılışı ve Büyük Taaruz anısına dikilen zafer anıtıdır. Ünlü heykelci HeinrichKrippel tarafından 1934-1936 yılları arasında yapılmış ve 24 Mart 1936 günü dönemin başbakanı İsmet İnönü tarafından açılmıştır. Anıt parkından görünen Afyon Kalesi de gözlerimiz büyülüyor doğrusu.

Afyon Kalesi’ne çıkmayı çok istedik fakat saatin 16:45 olması ve 600 merdivenin bizi bekliyor olması vazgeçmemize sebep oldu. Havanın erken kararması sebebiyle Afyon Kalesi’ni uzaktan izlemeyi tercih ettik. 225 metre yüksekliğinde olan Kale , M.Ö. 1350 yıllarına kadar uzanan ve volkanik bir dağın tepesine kurulmuştur.Kale hakkında bir çok farklı inanış ve efsaneler olduğunu söylemek gerekiyor. Afyon Kalesi’ne çıkmadığımız için bir kez daha Afyon’a gelerek Kale’ye çıkmayı düşünüyoruz. Çünkü Kale’nin görüntüsü bizi gerçekten etkiledi.

Anıt Park’ının hemen karşısında Zafer Müzesi bulunuyor. Merak ettiğimiz müzelerden biriydi Zafer Müzesi. Fakat ne yazık ki Turzim ve Gezi Bakanlığı tarafından onarıma girmiş ve bu yüzden onun içerisine de giremedik ve uzaktan görmekle yetindik.  Zafer Müzesi iseBaşkomutanlık Meydan Muharebesi ile ilgili bilgiler vermektedir.

Zafer Müzesinden sonra 300m uzaklıkta olan Çeşmeli Konak’ı ziyaret ettik.  

Konak , son dönem Osmanlı eseridir. 1906 yılında , iki katlı taş temelli konağın bitirildiği anlaşılmaktadır.2002 yılından itibaren ise ziyarete açılmıştır. İçerisinde o döneme ait  farklı farklı saatlerin , fotoğraf makinelerin , plakların , radyoların bulunduğu odalar ve gelin odası , mutfak , yemek odası gibi odalar mevcut. 

Fotograf makineleri

Biz konağı gezerken çok zevk duyduk ve o dönemde yaşamak istedik. :) Konağın adının Çeşmeli olmasının sebebi ise evin girişinde çeşme bulunması. :)

Gelin odası

Çeşmeli Konak’tan çıktığımızda hava kararmıştı ve saat 17:30 olmuştu. Dolayısıyla bizim karnımız açıkmıştı. Afyon’un merkezinde bulunan tüm bu gezdiğimiz yerlerden sonra kısa bir merkez turu yaptık.  Karnımızın açıkması ile restoranlara Afyon’da meşhur olan sucuk restoranlarına göz attık.

Gezimiz sırasında gözümüze çarpan İkbal Lokantasına oturduk. İkbal Lokantasın da sadece sucuk yok. Sucuk yemek istemeyenler için ev yapımı yemekler , çorbalar , et yemekleri de bulunuyor. 2 katlı lokantının garsonları da oldukça güler yüzlüydü. İkbal lokantası 1922 yılından beri hizmet veriyormuş. İkbal lokantasının kurucusu Salim Usta , llokantıyı ilk açıtığında Zümrüt adını vermiştir. Fakat lokantıyı ziyarete gelen Atatürk , yemeği ve sofrayı çok beğendiği için Salim Usta’yı çağırarak “Sen böyle gidersen bahtın çok açık olur. Lokantanın adını da bahtı açık anlamına gelen İkbal olarak değiştir.” Der. Ve o günden sonra lokantanın adı İkbal Lokanta olur.

İkbal Lokanta’nın fiyatlarına baktığımızda normal bir restoran fiyatlarından birazcık daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Biz Afyon’a gelmişken sucuk yemeden dönmeyelim dediğimiz için sucuk yemeği tercih ettik. Izgara sucuk porsiyonunda ; pilav , patates , gözlenmiş biber , gözlenmiş domates ve sucuk bulunuyor , porsiyonun fiyatı 20tl.

Lokanta Fiyatları

Karnımız güzel bir şekilde doyurduktan sonra yediklerimizi eritmek için Park Afyon Alışveriş Merkezi’ne doğru yürümeye başladık. Park Afyon Alışveriş Merkezi oldukça büyük ve fazla çeşitli mağazalar olmasıyla bizim dikkatimizi çekti. Küçük bir alışverişte orda yaptıktan sonra 20:07 de Eskişehir trenimize yetişmek için yola çıktık.

Park Afyon Alışveriş Merkezinden 900m uzaklıkta olan Afyon Gar’a da yürümeyi tercih ettik. Fakat karanlık bir sokak olduğu için yer yer korktuğumuz ve acaba doğru yere gidiyor muyuz diye düşünmedik değil. :)

Neyse ki kısa yürüyüş sonunda doğru yere Afyon Garı’na ulaştık. Ama bizden Afyon Belediyesine tavsiye oraları ışıklandırma yapıp , levhalar koymaları gerekiyor. 

Trenimizin biraz geçikmiş olması ile 21:00 da bindiğimiz trenimizle 00:34 te Eskişehir’de olduk.

Afyon için söylemem gereken son bir şey daha var ki ; aslında Afyon’da gezilecek daha birçok yer var ; bazıları merkezde bazıları ise şehir dışında olan anıtlar ve antik kentler. Biz Afyon’a birkez daha gidip Afyon kalesine çıkmayı ve Ulu Cami , tarihi eski evleri görmeyi çok istiyoruz. Bu yüzden havaların ısındığı bir tarihte günübirlik sadece Afyon olan bir gezi daha düzenleyeceğiz. :)

Bir günübirlik gezimizin daha sonuna gelmiş olduk. Bizim için harika geçen bir 16 saati. Eklemem gerekir ki gittiğimiz müzeler ve kalelerin girişleri ücretsizdi. ( bazılarını dışarıdan görmüş olsakta. :) ) Günübirlik yaptığımız bu gezi aslında benim tren yolculuğuna olan merakım ile ortaya çıkmış olsa da iyi ki de yola çıkmışız.

Şunu söylemeyelim ki “ben bilmediğim yerde nasıl gezeceğim ne yapacağım” demeyin. Yola çıkın ve zamanın , gezinin tanıdı çıkarın.

Yaşadığınız şehrin etrafını gezmeye başlayarak , etrafa açılabilirsiniz.

Gezmek hem psikolojik , hem  de fiziksel sağlığınıza iyi gelecek bir ilaçtır. :)

Afyon hakkında bir öneriniz varsa yazabilirsiniz , sormak istediklerinizi de sorabilirsiniz.

İyi gezmeler. :)

İnstagram : minebasarn

Facebook : Mine Başaran

Mail : minebsrn4@gmail.com