Kütahya gezisi her ne kadar kısa sürmüş olsa da anlatılınca
uzun sürüyormuş. :) Bir önceki Kütahya Gezisi yazında Kütahya Kalesi , Kütahya Döner Gazinosu ,
Kütahya Eski Evleri , Kütahya Konağı ve
Macar Evi’nden bahsetmiştik. Şimdi gezimize kaldığımız yerden devam edelim.
Macar evinden sonra da diğer müzelerinde kapalı olucağını
tahmin etsekte en azından dışarıdan görelim diyerek Çini Müzesine doğru
yolumuza devam ettik. Çini Müzesi ile Ulu Cami ise hemen yan yana bulunuyor.
Çini Müzesi daha öncesinde kütüphane olarak kullanılıyormuş. 1999 yılında
restore edilerek Çini Müzesine dönüştürülmüştür. Çini Müzesi’de öğle arasında
olduğu için ne yazık ki içine girme fırsatımız olmadı.
Hemen yanında bulunan
Ulu Cami ise Kütahya’nın en büyük ve tek padişah camisidir. Yıldırım Beyazıt
zamanında yapılmış olan Ulu Cami’nin bir avlusu ise yok. Cami’nin içerisine
girme fırsatı bulduk.
Kısa bir gezinti sonra Ulu Cami’nin yanında bulunan fakat
öğle arasında olan Arkeoloji Müzesini de dışarıdan görme fırsatımız oldu.
Arkeoloji Müzesi ise 1314 yılında ilk medrese olarak inşa edilmiş ve 1965 yılından
sonra müze olarak hizmet vermeye başlamış. Müze içerinde farklı dönemlere ait birçok
kalıntı bulunuyormuş.
Listemizde bulunan gezilecek yerleri tamamladığımıza göre
artık merkezinde küçük bir gezinti yapma sırası gelmişti. Aslında Kütahya’ya
ait olan Çinili Cami , Çinili vazo , Rüstem Paşa Medresesi ve El Sanatları
Çarşısı gibi birkaç yer daha gezilecek yerler vardı. Fakat biz birbirine yakın
olan yerleri gitmeyi tercih ettiğimiz için ve zamanımız da kısıtlı olduğu için
merkezde bulunan yerleri gezmeyi tercih ettik.
Kütahya hakkında bir fikriniz varsa yazabilir , anılarınız
paylaşabilir , sorularınızı sorabilirsiniz. :)
Ulu Camii Köpeği :) |
İnstagram : minebasarn
Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder