Etiketler

13 Ağustos 2018 Pazartesi

Ege’nin Saklı Köyleri 5. Bölüm – Sığacık


İlk günümüzün son durağı Sığacık. İzmir’den 50 km , Seferihisar’dan ise sadece 5 km uzaklıkta olan küçük bir sahil kasabası. Deniz havasının tertemiz, insanlarının sıcacık olduğu , tarihini hissettiğiniz güzel bir kasaba burası.

Türkiye’nin ilk Sakin Şehir ( Citta Slow ) ünvanını alan kasaba Sığacık. Nüfusu 40.000 olan bu şirin kasabanın insanın ruhuna çok mu çok iyi geliyor. Çünkü modern yaşamdan uzak , şehirleşmenin olmadığı , trafiğin bulunmadığı bir şehir burası. Sessiz , sakin , huzurlu küçük bir kasaba.

Şehirde gezinirken etrafınızda Sığacık Kalesi’nin kalıntılarını görebilirsiniz. Evet bu küçük şehir bir kalesi bulunuyor ve şehirde kalenin içinde kuruluyor. İşte kalenin içine şehir sığdığı için buranın ismi Sığacık oluyor. :) İlk duyduğum da çok beğenmiştim isminin anlamanı.
Sığacık Kalesinin Selçuklar döneminde yapıldığı söyleniyor. 



Bizim şuanda gördüğümüz son halini ise Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış. O dönemde bu kaleyi yapmak için Teos Antik Kenti’nden taşlar tek tek taşınarak yeni ekler yapılmış. Kale bir savunma kalesinden çok bir geçiş, uğrama kalesi olarak kullanılıyormuş. Günümüzde pek fazla kaleden bir şey kalmamış doğrusu. Surları ve arada kalıntıları şehrin sokaklarında gezerken denk gelebilirsiniz. Kalenin kapısının olduğu kısımda kalenin oluşturduğu bir bölümde ise Pazar kuruluyormuş.



Kaleiçi Pazarı olarak bilinen bu pazar, Pazar günleri kuruluyormuş ve bu yüzden Sığacık Pazar günleri aşırı kalabalık oluyormuş. Peki bu pazarda neler var ? Teyzelerin evlerinde pişirdiği baklavalardan mı istersin , yoksa böreklerden mi , yoksa yaprak sarmalarından mı ? Yani canın ne isterse onu bulabilirsin bu pazarda.


Pazar da bulunan sebzeler , meyveler , reçeller, her şey organik. Teyzeler , amcalar tarladan toplayıp , evlerinde hazırlayıp gelip bu pazarda bizlere satıyorlar. Birde o kadar tatlı oluyorlar ki her birini kırmadan bir şeyler yemek istiyorsunuz ve her tezgahtan bir şeyler alıp yediğinizde mideniz inanılmaz şişiyor. :)


Pazar günü gidemiyoruz , Kaleiçi pazarına denk gelmedik diye üzülmeyin. Haftanın her günü Sığacık sokaklarında kurulan tezgahlarda aynı yemekler ve tatlılar ile dolu. Demem o ki Sığacık’a gittiğinizde kilo alıp dönebilirsiniz , sizleri şimdiden uyarıyım. :) Birde bu şirin teyzelerden Mandalina Kolonyası alabilirsiniz , harika kokuyor. Seferihisar’da sonbahar aylarında Mandalina Festivalleri düzenleniyormuş.



Kale’yi gezip Sığacık sokaklarından gezintiye devam ettiğimizde karşımıza Sığacık limanı çıkıyor. İlk gördüğümde Turgutreis’te bulunan limana çok benzettim.  Bu limanın adı Teos Marina olarak anılıyor. Sebebi ise tarihte İyonya’nın 12 şehirlerinden biri olan Teos’un sınırlarının bu bölge de olmasıymış. 500’e yakın tekne bu marinada bulunuyormuş.
Sığacık’ta akşam üstü saatinde bulunduğumuz için hafif bir güneşin batışına denk geldik. Marinanın ardından gün batımı izlemek bence yapılacaklar arasındaki listede bulunmalı. :)

Bembeyaz evlerin , ahşap detaylı camların , arnavut kaldırımlı sokaklarda gezintiye devam ediyoruz. Kaybolmak istiyoruz bu daracık tertemiz sokaklarda. Her sokağında farklı bir güzellik , her köşesinde farklı bir hava  bulunuyor.

Sığacık sokaklarında gezenirken ‘Annem’ isminde bir cafeye denk geliyoruz. Rengarenk olması ile benim dikkatimi çekiyor açıkcası. Teyzelerden aldığımız börek ve keklerimiz ile birer kahve , çay içmek için bu cafeye oturuyoruz. Sonra öğreniyoruz ki sadece cafe değilmiş aynı zaman da bir butik hotelmiş bu şirin yer.

Rengarenk ‘Annem’ adındaki cafenin bir hikayesi varmış. Bu hikayeyi sahibinden dinliyoruz. Bir bayan , İstanbul’da masa başı işi yapıyor. Tek hayali sahil kasabasında bir yer açmak. Ve işte o hayalini gerçekleştiriyor bu güzel butik hotel ile. İsmini de hayatına giren annelerin adına veriyor. Kendi annesi , arkadaşının annesi , anneannesi ve hayatındaki onun için değerli tüm anneler adına koyuyor. Hayatına dokunan annelerin resimlerini ise cafesinde bulunuyor. Özge Hanım tüm annelerin ondan yerini bizlere anlatınca doğrusu ne kadar güzel bir iş yaptığını daha iyi anlıyoruz. Bu yüzden bizim size tavsiyemiz bu hikayeyi birde ondan dinlemeniz. :)
Duvarındaki resimlerden bir kaçı :)
Sığacık’a 1 km uzaklıkta Teos Antik Kenti bulunuyor. M.Ö. 12 yy kurulan bu antik kentte ; agora , tiyatro , tapınak , odeon gibi mimari kalıntılar ile dolu. Mimari kalıntıların en bilineni ise Dionysos Tapınağı. Bu tapınak dünya da Şarap tanrısı Dionysos’a adanan en büyük tapınakmış.Bu tarihi kalıntıların içerisinde gezerken bir çok zeytin ağacına da denk gelebilirsiniz. Bizim gitme fırsatımız olmadı ne yazık ki fakat sizler bizim gibi yapmayın ve zaman ayırıp küçük bir gezinti yapıp o dönemin tarihini yaşayın. Giriş ücreti ise 5 tl.

Sanıyorum ki Sığacık merkezinden pek fazla denize girilmiyor. Sığacık’ta tatil yapanların denize girdiği en güzel yerlerden biri Akkum Plajıymış. Plajda özel işletmelerinde , ücretsiz yerlerinde bulunduğu oldukça güzel bir yermiş. Yalnız Seferihisar tarafında bulunan birçok plajın deniz suyunun soğuk olduğu söyleniyor. Bu yüzden Ağustos ayı gitmeni daha uygun olacaktık , en azından deniz suyu iyice ısınmış olacaktır.


Eskiden pek bilinmiyor olsa da günümüzde diziler sayesinde ünü artan bir kasaba. 2017 yılında çekilmiş olan Ata Demirer’in filmi Olanlar Oldu bu kasaba çekilmiş. Aynı zamanda şuan da TRT 1 kanalında yayınlanan Egenin Hamsisi dizinin setleri de Sığacık sokaklarında bulunuyor. Bu dönemlerde giderseniz setlerine denk gelebilirsiniz. :)

Mirasını , tarihini , kültürünü , evlerini , yemeklerini , bitkilerin , sebzelerini aklınıza gelebilecek her şeyi korumuş sakin bir kasaba.
Herşeyin yavaş ilerlediği , havasının iyi geldiği , sokaklarının yüzünü güldüren , teyzelerin içinizi ısıtan şirin mi şirin bir kasaba.
Bir kale bulunuyor ve bu kalenin içerisine bir kasaba kuruluyor. Bu kasabada ise , butik oteller , balık restoranları , kafeler , çay bahçeleri , ev yemekleri her şey bulunuyor. Ve ayrıca harika bir de marinası bulunuyor.

O zaman ne duruyorsunuz bu arnavut kaldırımlı sokaklarda , ev yapımı börekler yiyerek , deniz havasını içinize çekmeye Sığacık için yola koyulmalısınız. :)
Haftaya yeni bir Rum köyü ile yazılarımıza devam edeceğiz. Takipte kalın.
Önerilerinizi yorumlara bırakmayı unutmayın.
İyi gezmeler…

 İnstagram : minebasarn
Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder