Gezi yazılarını hep severek ve isteyerek yazıyorum. Bu
yazıları yazarken o günlere geri dönüp tekrar aynı anları yaşamayı seviyorum.
Bu yazılar sizlere bir rehber oluyor belki, benim için ise anıları tekrar
yaşamak oluyor. Hele ki benim gibi unutkan birinin bu yazıları yazması ile
unutması engelleniyor. :)
Biraz İzmir’den uzaklaştık ve Aydın’a bağlı olan terk
edilmiş bir Rum Köyünde bulduk kendimizi. Daha önceden gezi yazılarını takip
edenler bilir , bir başka terk edilmiş Rum Köyü olan Kaya Köy de biz çok
duygulanmış ve severek gezmiştik. Bu köyünde onun benzeri olduğunu duyduğumuz
da heyecanlanmıştık doğrusu.
Köy halkı dediğimiz kişiler aslında yok. Çünkü burada
yaşayan şuan 6 kişi varmış ve onlarda İstanbul’dan bu köye taşınmış kişilermiş.
Bu yüzden bu köy terk edilmiş çok eski bir köy.
Bu gezide gezdiğimiz diğer tüm köylerden farklı bir köy
burası. Çünkü şu yemeği meşhur , bir çok turistik mağazasının bulunduğu bir köy
değil.Dağların yamaçlarında kurulu , denize bakan küçük bir köy Doğanbey.
Sokaklarında gezerken bir yandan da doğanın o muhteşem
huzuruna kapılıyorsunuz. “Keşke terk edilmiş bir köy olmasa da bu taş evleri
gezsek.” demeden edemiyorum. Eski
dönemlerde yaşanmış bu evler de kim bilir neler yaşanmıştır diyerek iç
geçirmeden yapamıyorum.
Eski zamanlara bir göz attığımız da köyün 1850 yıllarında
kurulmuş olduğunu öğreniyoruz. Sıtmadan kaçıp Padişah Abdülaziz’in fermanı ile
Rumlar bu köyde 300 haneli bir yaşam kurmuşlar. Köy sokaklarında gezerken denk
gelebileceğiniz Papaz’ın evi köyün en ünlü evlerinden biri. Rumlar köylerine Domatia adını vermişler ,
anlamı ise ‘odalar’. Kutu kutu odalardan oluşan ev mimarisinden alıyormuş bu
ismi. Taş evlerin bahçeleri bakımlı , sokakları arnavut kaldırımlı , bir tarafı
yeşil olan bir tarafı mavi olan bu köyde doğa severler yaşadığı söyleniyor.
1924 yılına kadar burada yaşam devam etmiş. Fakat mübadelenin başlaması Rumların köyü terk etmesine neden olmuş ve Türkler gelmiş.Fakat tahrip
olmuş binalar , yamaçta kurulu olması , tarım alanına uzak olması ve çok rüzgar
alması nedeniyle Türkler yamaçta bulunan bu evler yerine aşağıda kendilerine
bir yerleşim yeri kurmuşlar. Bu yüzden günümüzde Eski ve Yeni Doğanbey olarak
ikiye ayrılıyor köy. Eski Doğanbey , terk edilmiş bir Rum Köyü iken ; Yeni
Doğanbey Türklerin yaşadığı bir köy.
Eski Doğanbey’de bugünler de 6 kişi yaşıyormuş. İstanbul’dan
gelen öğretim görevlileri veya memurlar satın aldıkları yerleri düzenleyip , ağaçlandırıp , çiçeklendirip
güzelleştirmişler. Böylece köye sahip çıkmışlar. Evleri restore edip , tarihi
dokuyu korumuşlar. Sırtını dağa dayamış , deniz manzaralı , püfür püfür esen
rüzgarları ile bu taş evlerin her biri eşsiz bir mimari
harikası.
Henüz çok fazla turist akımına uğramıyor ne yazık ki. Birkaç
kafe bulunuyor köyün içerisinde. Yokuş inip çıkarken yorulduğunuzda
dinlenebileceğiniz güler yüzlü çalışanlarının bulunduğu kafeler.
Köy sokaklarında gezinirken mor bir çiçeğe denk gelirseniz
sakın koparmayın. Çünkü bu çiçek özel bir çiçek. Mor Fincan Çiçeği dünya
üzerinde sadece bu köyde yetişen bir çiçekmiş. Bu sebeple koparılması durumda
para cezası veriliyormuş. Zaten çiçek her zaman dalında güzeldir bu yüzden hiç
koparmamalıyız. :)
Köyün girişinde veya çıkışında ( nereden gezmeye
başlayacağınıza bağlı ) bir taş bina bulunuyor. Bu taş binayı Rumlar hastane
amaçlı yapmışlar , sonrasında ilkokul , karakol gibi işlevlerde kullanılmış.
Doğanbey Köyü o kadar güzel bir yerde ki köyde dolaşırken
sizi delta manzarası karşılıyor. Dilek Yarımadası , hemen arka tarafında
kalıyor. Karşınızda delta manzarası ile deniz sizi bekliyor. Hatta bu güzel
manzaralı köyde Efe Köy Entel Köy filmi çekilmiş.
Bizim rotamız burada son buluyor. Fakat siz daha
zenginleştirmek isterseniz , köyde bulunan Emel Aksoy Osmanlı kıyafetleri Müze
Evini gezebilir , Priene Antik Kentine uğrayabilir ve Karina bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Taş evler arasında gezinin.
Kapılarının önünde güzel fotoğraflar çekinin.
Dere kenarına inin.
Manzarayı izleyin.
Temiz havayı içinize çekin.
Bu güzel köyü tadını çıkarın.
Yolunuz düşerse bu köye kesinlikle uğrayın.
Duygu yüklü bir köy gezisinin daha sonuna geldik. Yağmurlu
bir zamanda uğradığımız biz pek fazla tadını çıkaramadık ama siz giderseniz
bizim için de daha uzun süre gezinin ve anılarınızı bizimle paylaşın.
Haftaya yeni bir Ege’nin Saklı Köyleri yazında görüşmek
üzere.
İyi gezmeler…
İnstagram : minebasarn
Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com
Mail : minebsrn4@gmail.com
Doğanbeyli Köyü Kedisi :) |
Doğanbeyli Köyü Kedisi :) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder