Etiketler

2 Eylül 2018 Pazar

Ege’nin Saklı Köyleri 8. Bölüm – Birgi Köyü



Bu gezi yazılarımızın artık sonlarına yaklaşıyoruz. Dolu dolu bir gezinin sonuna geldiğimiz de üzülmüştük , bu yazıların sonlarına yaklaşırken de yine üzülüyorum doğrusu. Ama iyi ki gitmişiz dediğim gezilerden biri Ege’nin Saklı Köyleri.

Doğrusu daha önceden Birgi Köyü’nü hiç duymamıştık. Ne var ne yok hiçbir fikrimiz yoktu. Ege’nin köylerinden bahsedilirken en başta gelen köylerden biriymiş oysa ki. O yüzden diğer köylerde olduğu gibi bu köyde bizde merak uyandırdı doğrusu.

Şirince’den çıktığımız gibi istikametimizi Birgi Köyü’ne doğru çevirdik. Yolculuğumuz biraz uzun sürdü. Çünkü İzmir’den 110 km uzaklıkta bulunuyor Birgi Köyü. Ödemiş’e bağlı olan köye , Ödemiş merkezden minibüsler kalkıyormuş.

Köy yolculuğundayken dağlar etrafımızda kalıyor. Bozdağ’ın eteklerinde kurulmuş olan bir köy burası. Harika bir doğası , güzel bir mimarisi ve dokunaklı bir tarihi bulunuyor.  Ödemiş ovasının güneyinde kalan bu küçük , şirin köyü biraz da tarihine bakalım.

Köy yaşantısının devam ettiği bu köyde 3000 nüfuslu. Tarihine baktığımız da ise M.Ö. 2yy. kadar dayanıyor. Frigler , Persler , Bergama Krallığı , Bizanslılaar , Romalılar , Aydınoğulları ve Osmanlılar yaşamış bu köyde. Yani kimler gelmiş kimler geçmiş günümüzden. Günümüzde ise biz bu köyleri tarihlerini dinliyor, asırlık ağaçlarının arasında dolaşıyoruz.

M.Ö. 7 yy döndüğümüzde bu köyde Romalılar bulunuyormuş ve o zamanlar köyün ismi DiosHieron diye bilinirmiş. Dios Hieron’un anlamı ise Zeus’un şehri veya Zeus’a adanmış şehir olabilir biliyomuş. Daha sonra ki yıllarda Romalıların Hristiyanlığı benimsemesiyle şehrin ismi Christo Polis adını almış. ChristoPolis’in anlamı ise İsa’nın Şehri anlamına geliyormuş.

Yıllar yıllar sonra Aydınoğlu Beyliği’nin hakimiyeti altına girin köyün ismi Birgi olmuş ve Birgi o dönem de başkent yapılmış. Birgi için bu dönem altın çağı olarak bilirnirmiş. Mehmet Bey’in vefatından sonra başa geçen oğlu Gazi Umur Bey’in bir heykeli bulunuyor. Tarihle pek ilgim olmadığı için Ufuk bana hemen Gazi  Umur Bey’in kim olduğunu anlatıyor. İzmir’de ilk Türk donanmasını kuran ve Haçlı , Venedik , Cenevizlilerle savaşıp 25 yaşında tüm Ege Deniz’ini zapt eden kişiymiş. Bu hikayeyi duyunca ne iyi etmişler heykelini yapmakla demeden edemiyorum.


Birgi bu kadar çok medeniyetin hakimiyeti altına girdiğine göre çok fazla tarih kokan bir köy. Eski konaklar , medreseler , türbe ve  camileriyle gezilmeye değer. O zaman hadi başlayalım gezmeye.



Aydınoğlu Mehmed Bey Camii ( Ulu Cami ) 1312 ‘de , Aydınoğlu döneminde Mehmet Bey tarafından inşa edilmiş. Türk- İslam mimarisini en iyi yansıtan camilerden biri olarak biliniyor. 



Çivi kullanılmadan inşa edilen bir cami bu cami. Sadece ahşap işçiliğinin bulunduğu bu caminin , çinilerle kaplı minaresi de ilgi odağı. Caminin güney duvarında bulunan aslan yontusu da caminin ilginç özelliklerinden biri.


Caminin hem yan tarafında ise Aydınoğlu Mehmed Bey dışında Umur Bey , İsa Bey ve Bahadır Bey’e ait türbeler bulunuyor.


Ulu Cami’den çıktığımızda kendimizi Birgi’nin daracık sokaklarında buluyoruz. Köy halkı ceviz , kestane gibi ürünler satıyor. Onun dışında birçok yöresel ürünler olan erişte , tarhana , dantel , patates gibi ürünler satan teyzeler ve amcalar bulunuyor. :) Az ilerlediğimizde ise karşımıza Sarıyar Deresi çıkıyor. Birgi bu derenin iki yamacına kurulu tarihi bir köy.

Bizim gittiğimiz tarihte Birgi’nin en büyük ve en ünlü konağı ne yazık ki tadilattan dolayı kapalıydı. Yaklaşık bir yıldır tadilatta olan bu konak ile ilgili rehberimiz bize bilgiler veriyor. Konağı görememiş olsa da bilgilerini ediyoruz.  Çakır Ağa Konağı , zamanında büyük toprak sahibi olan Şerif Ali Ağa’nın konağıymış.  Bu konak Paris ve Venedik’te ki evlere çok benziyormuş. Çünkü Şerif Ali Ağa sık sık bu şehirlere gidermiş ve onlardan etkilenip bu konağı yaptırmış.

Şerif Ali Ağa’nın iki eşi varmış. Bu eşlerinden biri İstanbullu , diğeri ise İzmirliymiş. Şerif Ali Ağa , eşlerinin memleket özlemlerini gidermeleri için bir odayı İstanbul manzarası , bir odayı da İzmir manzarası ile süslettirmiş. Bu odalar günümüzde hala korunmakta. Konakta bulunan bazı malzemelerin Venedik’ten getirdiği de söyleniyor.

1761 yılında yapılmaya başlanmış olan bu konakta ; ahır , samanlık , şömineli oturma odaları , vitraylı penceler , ahşaptan tavanlar gibi bir çok görülmeye değer yerler olduğunu öğreniyoruz. Konağı gezip göremediğimiz aslında biraz üzüldüm. Fakat eski gezi yazılarımızı okuyanlar bilir Kütahya’da da konakları gezememiştik. Sanırım bizim şanssızlığımız konakları bir türlü görememekten yana. :)

Bizim Birgi köyüne ayırdığımız zaman yarım saatti. Bu zaman dilimi içerisinde rahatça gezebildik. Siz bu geziyi daha zenginleştirmek isterseniz cami karşısında bulunan cafe de köy halkı ile sohbet edip , çay kahve içebilirsiniz. Veya köy içerisinde bulunan konaklarda kahvaltı edebilirsiniz. :)

Temiz havası , doğa ile iç içe olmasıyla Birgi görülmeye değer sakin bir köy.
Köy yaşantısının devam ettiği Birgi görülmeye değer güzel bir köy. 
Tarihi dokusu ve mirasıyla Birgi görülmeye değer şirin bir köy.
Her açıdan da Birgi görülmeye değer , değerli bir köy.
Yolunuz düşerse zamanınızı ayırın ve sokaklarında gezinin.
Bir sonraki hafta artık bu gezimizi noktalıyor olacağız. Yeni bir hafta da yeni bir gezi yazısında görüşmek üzere.
İyi gezmeler…


 İnstagram : minebasarn
Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder