Etiketler

10 Haziran 2020 Çarşamba

Antalya Gezisi 1. Bölüm – Alanya



Gezi yazılarına uzun bir ara verdiğimiz için her hafta yeni bir yeri paylaşıyoruz. Tabi biz her hafta gezmiyoruz. (henüz sürekli gezgin olamadık.) Blog’a ara verdiğimiz zamanlar bolca gezdiğimiz için yeni yerlerin yazısı birikmiş ve bizde her hafta sizinle paylaşmaya devam ediyoruz. Bugün ki rotamız Antalya gezimizin ilk günü olan Alanya.

Öncelikle eğer deniz kum güneş gezisi düşünüyorsanız yanlış yazıyı okuyorsunuz. Biz bu gezimizde daha öncekilerde olduğu gibi görmemiz gerekenleri , merak ettiğimiz yerleri geziyoruz. Tarihi bir gezi bizi daha çok mutlu ediyor. İleride ki yıllarda deniz kum güneş için tekrar bu rotaları düzenleriz.Hadi şimdi Alanya’nın tarihi noktalarını gezmeye başlayalım. :)

Her geziden önce olduğu gibi bu gezi öncesinde de plan program yapmıştık. Haftasonu için gitsek yeter demiştik. Ne zaman ki araştırmalarımızı yoğunlaştırdık ve ilgimizi çeken yerleri gördük,  gezimizi 23 Nisan tatili ile birleştirdik ve 4 gün Antalya’yı gezdik. Şunu unutmayın ki plan yapsanız da gezi sırasında ufak değişiklikler olabiliyor. Önemli olan hayallerinizi gerçekleştirebilmek. 

Eskişehir – Alanya arası 525 km , otobüs ile yaklaşık 8 saat sürdüğünü öğrendik. Fakat ne zaman ki yola çıktık yol bitmek bilmedi. Çünkü rotarlı gelen otobüsümüz arzalı olduğu yetmezmiş gibi Antalya’dan sonra her hotelde ve durakta durdu. 13 saat sonunda kendimizi Alanya’da bulabildik. :) ( Nilüfer Turizmi kesinlikle önermiyoruz. Bizim ilk yolculuğumuz olsa da diğer yolcuların Nilüfer Turizm’de bu tarz olaylar başına geldiğini öğrendik. )

Alanya’ya uzun bir yolculuk sonrasında varınca bizden mutlusu yoktu. Hemen kendimizi deniz kenarına attık ve hotelin yolunu tuttuk. Küçük bir mola sonrası yeni keşifler için yolculuğumuz başladı.

Damlataş Mağarası

İlk olarak Damlataş Mağara’sını geziyoruz. Damlataş mağarası , damlataş plajının hemen yanı başında ve nem oranı %98 sıcaklık ise 22 derece. Yaz – kış sıcaklığı değişmeyen mağaraya ilk girişten itibaren 30 metre yürüyor ve sonra merdivenden aşağıya iniliyor , aşağısı ise küçücük. Bizim için, mağaraya  girmeden önce büyük , bol gezmeli , merak ettiğimiz bir yerdi , fakat bir girdik sağ sola bakındık ve bitti. Burada en fazla 10 dakika zaman geçirirsiniz.  Giriş ücreti ise 6 TL , öğrenci 3 TL ve müze kart geçmiyor.




Bir sonra ki durak ise Alanya Arkeoloji Müzesi. Damlataş mağarasının çok yakında bulunan bu müze de Selçuklu , Roma , Bizans gibi bir çok döneme ait arkeolojik ve etnografik eserler bulunuyor. Müze kartın geçerli olduğu müze iki katlı ve büyük bir bahçesi bulunuyor. Açıkçası biz müzede çok fazla zaman kaybetmek istemedik ve en çok heyecanlandığımız yere doğru yolumuza devam ettik.



Alanya Teleferik

Müzeyi sahilden takip ettiğinizde karşınıza teleferik çıkıyor. Biz gelirken de görmüştük teleferiği bu yüzden bir an önce binip manzaranın tadını çıkarmak istiyorduk. Teleferik bizi heyecanlandıran bir deneyim oldu. Tepeden Alanya sahilini görmek , denizi izlemek bize çok iyi gelmişti. Yaklaşık 5 dakika sürüyor ve yükseldikçe o harika bir manzara karşınıza çıkıyor.
Teleferik sizi Alanya  Kalesi’ne çıkarıyor. Teleferikten adımınızı attığınız an kalede gezinmeye başlıyorsunuz. Manzarası ile her köşesi ayrı güzel kale bizleri büyülüyor. 




Alanya  Kalesi

Alâeddin Keykubat tarafından yaptırılan Kale, 83 kuleye sahip olup birçok lahite ve camiyi de ev sahipliği yapıyor. Günümüzde açık hava müzesi olarak misafirlerini ağırlayan Alanya Kalesi’ne çıktığınızda, Kleopatra Plajı, Keykubat Plajı ve Alanya Limanı’nı kuşbakışı olarak seyredebilir ve bu muhteşem güzellikler eşliğinde, civardaki mekanlarda bir şeyler yemenin içmenin keyfine varabiliyorsunuz. Kale dört bölümden oluşuyor ; dış kale , orta kale , iç kale ve ehmedek kalesi . Kaleye girişte müze kart geçerli , müze kartınız yoksa 15 TL vererekte giriş yapabilirsiniz.  Kalenin her köşesi ayrı güzel manzaraya sahip , eğer yolunuz düşerse kesinlikle uğramalısınız.






Kale’den çıktığımızda güzel bir deniz havasına şahit olduktan sonra tekrar teleferiğe binerek sahile doğru iniyoruz. Biraz Alanya sokaklarında gezinerek kendimizi Alanya Limanın’da buluyoruz. Alanya Limanı’na daha önceden gelmiştik hatta buraya tekrar gelip gezmeyi listemize yazmıştık. İşte şimdi buradaydık ve bir istediğimizi gerçekleştiriyorduk. Temiz havada yürüyüş yapma imkanınız olduğu gibi tekne turlarına da katılabilirsiniz.  Henüz yaz dönemi açılmadığı için biz deniz havasının tadını çıkarmayı tercih ediyoruz.


Kızıl Kule

Yolumuza devam ettiğimizde karşımıza muhteşem bir yapı daha çıkıyor. Kızıl Kule, Alâeddin Keykubat döneminde yaptırılmış başka bir tarihi yapı olarak karşımıza çıkıyor. Yapılış tarihinde deniz üzerinden gelebilecek saldırılara kalkan olarak Alanya Limanı’na konumlandırılmıştır. Kule, sekizgen bir mimariye sahip ve beş katlı olarak Selçuklu mimarisinin eşsiz örneklerinden biri adeta. Aynı zaman da inşası sırasında dış yüzeyinde yumurta sarısı kullanılmasından dolayı isminin Kızıl Kule olduğu söyleniyor. Kulenin en üst katına çıkıp o muhteşem manzarayı seyretmeden ve tarihi dokuyu hissetmeden Alanya’dan ayrılmamanızı öneriyoruz.







Eski Tersane

Kızıl Kule’nin surlarından devam ettiğinizde kendinizi Eski Tersane de buluyorsunuz. Alâeddin Keykubat döneminde 1227 yılında yaptırılmış. Tersaneye girişten itibaren kemerli duvarlar ile birbirinden ayrılmış beş adet bölme karşımıza çıkıyor. Birinci bölme antik dönem vincinin sergilendiği bölüm, ikinci bölme tekne imalatıyla ilgili bölüm, üçüncü bölme tekne yapım aletlerinin sergilendiği bölüm, dördüncü bölme antik çıpalarla ilgili bölüm ve son bölme ise antik navigasyon bölümü.





Tophane

Eski Tersane’den hemen sonra ise karşınıza Tophane çıkıyor.  Aynı dönemde yapılmış olan Tophane , limanı ve tersaneyi korumak için iki katlı bir yapı şeklinde inşa edilmiş.
Alanya’nın tarihi güzelliklerini gördüğümüz için inanılmaz mutlu bir şekilde günün sonuna geliyoruz.







Türkiye’nin görülmesi gereken destinasyonları arasında ilk sıralarda yer alan Alanya, bir diğer adıyla “Güneşin Gülümsediği Yer”, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Denizi, kumu, plajları ve doğal güzellikleri bir yana, içinde barındırdığı o muhteşem tarihi yapısıyla da gezginlerin uğrak yerlerinden biri olma özelliği de taşıyor. 


Hem doyasıya deniz tatili yapabilir, hem de tarihi mirasını keşfederek kültür turizminin keyfini yaşayabilirsiniz Alanya’da… Ev sahipliği yaptığı medeniyetler, doğal güzellikleri ve muhteşem coğrafyasıyla bir başkadır Alanya, dersek hiçte yanılmış olmayız.
İyi Gezmeler... 




 İnstagram : minebasarn

Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder