Etiketler

4 Haziran 2020 Perşembe

Bolu Gezisi 2. Bölüm –Yedigöller



Günübirlik gezilerimiz kaldığı yerden devam ediyor. Bolu taraflarına daha önce gitmediğimiz için Abant ile başlayan maceramız devam ediyor. Daha önce gittiğimiz beyaz içindeki Abant aklıımızdan çıkmayınca birde Yedigöller’e gitmeliyiz diye düşünüp düşmüştük yollara.

Her mevsim kendine hayran bırakan Yedigöller Milli Parkı 1965 yılında açılmış ve o günden beri ziyaretçilerini bekliyor. Bolu’nun eşsiz güzelliklerini sunuyor bize Yedigöller.
Eskişehir – Yedigöller arası 340 km . Gecenin bir yarısı düştük yollara ve sabah saatlerinde yedi gölü birleştiren doğa ve bol oksijen ile karşı karşıya kaldık.  Doğa severler , kampçılar , karavancılar , kuş cıvıltısı ile dinlenmek isteyenler buraya gelmesi şart. 

Göller , kayan kitlelerin , vadilerin önlerini kapaması sonucu arkada biriken suların oluşturduğu set göllerdir. Heyelan gölleri olan bu göller birbiri ile bağlantılıdır.

Adından da anlaşılabileceği gibi irili ufaklı yedi tane göl var. Efsanelere göre bu yedi gölün bulunduğu yere 7 aşık çift gelmiş. Bu çiftler imkansız aşkları nedeniyle vatanlarından sürülerek bu yedi gölün bulunduğu yere gelerek birbirlerine arkadaşlık yapmışlar. Her çift ayrı yerlere yerleşmiş.


  • Büyükgöl’ün bulunduğu yere yaşları en büyük olan çift
  • Küçükgöl’ün (Kurugöl) olduğu yere ise yaşı en küçük olan çift 
  • Sazlıgöl’de saz çalan damadın bulunduğu çift
  • Nazlıgöl’de ise en nazlı gelinin bulunduğu çift
  • Deringöl’e ise yüzme bilmeyen çift
  • Seringöl’e yolculuktan dili damağı kuruyan , açlıktan zayıflamış çift
  • İncegöl’e ise yolculuktan yorgun düşüp hastalanan damadın bulunduğu çift yerleşmiş.


Yedigöller’in hikayesi de buymuş. Duyduğumuzda çok şaşırmış olsak da gezdikçe isimlerinin hikayelerle özdeşleştiğini gördük. Milli Park’ın en büyük gölü olan Büyükgöl 24.895 metrekarelik alanı kaplıyor.  Büyükgöl’ün bir başka özelliği ise 1969 yılında ülkemizde kuruluna ilk alabalık üretme istasyonu olması.

Büyükgöl’ün hemen yanında bulunan Seringöl ise her zaman gölgeliklerin içerisinden bulunduğu için en serin göl olarak geçiyor ve 1758 metrekare büyüklüğünde.  Milli Park’ın en derin gölü olan Deringöl de ise balık tutmak serbestmiş ve 15.063 metrekare büyüklüğünde. Sazlıgöl , sazlıklardan oluşurken , Kurugöl ise Nazlıgöl’den sızan su birikintisi ile doluyor. Hatta Kurugöl çoğunlukla kuru oluyormuş fakat bizim şansımıza azda olsa suyu vardı.

Nazlıgöl , Sazlıgöl , İncegöl ve Kurugöl bir yerde bulunuyor iken Büyükgöl , Seringöl ve Deringöl başka bir bölümden bulunuyor.  Yedigölleri Milli Parkı’na gelmeden eğimli ve virajlı yol üzerinde iki tane seyir terası bulunuyor. İlki Kapankaya Seyir Terası bir diğeri ise Atmaca Seyir Terası. Seyir terasları ise daha Milli Park’a girmeden araç ile duraklayarak tepeden gölleri izleyebileceğiniz küçük bir durak. 





Biz parka Nazlıgöl’ün bulunduğu yerden giriş yaptık. Tüm gölleri patikalardan gezerek Deringöl’ün arkasında bulunan Şelale’ye ulaştık.  Şelale demişken öyle çok büyük bir şey canlanmasın aklınızda. Küçük bir şelale olmasına rağmen ortamın güzelliğine güzellik katıyor.


Büyükgöl , Seringöl ve Deringöl üçlüsü etrafı her zaman daha kalabalık oluyor. Bunun sebebi ise o bölümün daha fotojenik olması ve günübirlikçilerin bu alanda daha fazla duraklama yapmaları. Bu yüzden sakin ve huzurlu zaman geçirmek isteyenler için Nazlıgöl ve Kurugöl alanını tavsiye ediyoruz.


Bitki örtüsü ve barındırdığı canlılar açısından oldukça zengin bir yer burası.  Kuş sesleri o kadar güzel ki farklı farklı kuş sesleri duymanız mümkün. Ayrıca milli parkta ayı , tilki , geyik , domuz , kurt gibi canlılarında yaşadığını duyduk. Ormanın içerisinde yürüyüş yapmayı düşünenler için bu önemli bir kriter olabilir.


Yedigöllerin tümüne araba ile ulaşmak mümkün ve büyük bir otoparkı bulunuyor. Hangi göl olduğunu nereden anlayacağım derseniz her gölün yanında ismi , büyüklüğü ve derinliği hakkında bilgi veren tabelalar bulunuyor. Telefon bazı yerlerde çekmiyor , böylece doğanın içinde kafanızı dinleyeceğiniz çok daha güzel zaman geçiriyorsunuz.





Yedigöller bir Milli Park olduğu giçin girişi ücretli oluyor. Araba ücreti 12 TL iken kişi başı 4 TL oluyor. Eğer kamp yapmayı düşünüyorsanız 25 TL ücret ödüyorsunuz. Konaklamayı düşünenler için tek seçenek çadır değil tabi ki bir çok bungalov evler bulunuyor. Kendinize uygun olanı seçebilirsiniz. Aynı zamanda  Milli Parkın içerisinde kafe ve restorantlarda bulunuyor. Fakat market bulunmuyor. Bu yüzden yanınıza yemeklerinizi ve içeceklerinizi almanızı öneriyoruz.




Ne zaman gelelim diye soracak olursanız eğer ; bahar ayların her birinde gelebilirsiniz.  Konaklamayı düşünüyorsanız önceden yer ayırtmanızda fayda var. Özellikle hafta sonları çok kalabalık olduğunu öğrendik.  Doğa yürüyüşü yapıp , bol bol fotoğraf çekeceğiniz , isterseniz kamp veya piknik yapabileceğiniz harika bir park.



Biz daha önceden çok adını duymuştuk , ama gelme fırsatımız olmamıştı. Yoğun gezi programlarına alışkın olup kültürel , tarihi yapılar görmeye alışık olduğumuz için Yedigöller gezisi bizi hiç yormadı ve hatta bizim enerji depolamamıza neden oldu diyebiliriz.
Haftasonu kaçamağı , doğaseverler için harika bir durak noktası olan Yedigöller Gezimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz.


Yedigöller Vadisi tam bir renk cümbüşü.
Enerji depolamak , doğa ile iç içe bir gün geçirmek için Yedigöller sizi çağırıyor.
Belki bir gün çok farklı şekilde Yedigöller’de tekrar görüşmek üzere.
İyi gezmeler…


 İnstagram : minebasarn
Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder