Etiketler

25 Haziran 2020 Perşembe

Antalya Gezisi 3. Bölüm – Aspendos ve Perge Antik Kenti



Antalya’yı merak ettiğimiz yerlerden biri olmuştur her zaman. Kimi yerlerini gördük , kimi yerlerini görüyoruz , kimi yerlerini de göreceğiz. Her gördüğümüz yer bizi büyülüyor açıkçası. Normal de Antalya gezimizi hafta sonu için düzenleyip yapacaktık fakat araştırmaya başladığımızda gördüğümüz Antik Kentler bizi daha uzun bir gezi yapmaya yönlendirdi. (Antalya’da geçirdiğimiz ilk iki günü bir önce ki yazılarımızdan okuyabilirsiniz. )

Daha öncede “Nasıl Geziyoruz?” yazısında bahsettiğim gibi biz genel de yürüyerek gidebileceğimiz veya minibüslerle ulaşımı olan yerleri gezmeye tercih ediyoruz. Ulaşım imkanımız olduğu sürece her yere gitmeye çalışıyoruz. Antik Kentler sizin de bildiğiniz gibi genel de şehir dışında oluyor ve araba ile gitmeniz şart görünüyor. Bu nedenle biz genel de Antik Kentlere gidemiyorduk ve bunun için çok üzülüyorduk. Bu kez araştırmamızı yaptık ve gidebileceğimiz iki Antik Kenti listemize koyduk.



Aspendos Antik Kenti


Eğer sizlerde bizim gibi arabasız geziyorsanız ayrıntılı olarak nasıl gittiğimizi anlatacağım. Eğer araba ile ulaşım yapacaksanız bu bölümü geçebilirsiniz. :) Bizim kaldığımız hotel şehir merkezinde olduğu için ilk olarak otogara gittik. Şehir merkezinden otogara tramvay ile gittikten sonra Belkıs Köyü’ne giden minibüslere binerek Aspendos Antik Kenti’ne doğru yola çıktık. Minibüsler biraz eski olduğu için fazla ses çıkıyor ve köylere uğradığı , her noktadan  yolcu aldığı için yolculuğumuz biraz uzun sürdü. Yaklaşık olarak 40-45 dakika sonra Aspendos Antik Kenti’nin tam önünde olacak şekilde minibüsten indik.



Tabi ki minibüsten indiğimiz gibi Aspendos Tiyatrosu’nun o muazzam dış cephesi bizi kendine hayran bıraktı. Uzun zamandır bir Antik Kent gezmediğimiz için büyük bir heyecan içerisinde gezimize başladık. Bu arada müzeye giriş 42 TL ve müzekartı geçerli.









Antalya’nın Serik ilçesi sınırlarında, Köprüçay Nehri’nin tepelerindeki bir düzlüğe MÖ 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulmuş olan Aspendos Antik Kenti, tüm Akdeniz coğrafyasının en iyi korunan Roma tiyatrosuna sahip. Aspendos Tiyatrosu, M.S. 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilmiş. En parlak dönemini Roma Dönemi’nde yaşayan şehirdeki, 12.000 kişi kapasiteli bu görkemli tiyatronun harika bir akustiği var. Ağustos ortasından Eylül ortasına, dolu bir konser & bale takvimi oluyor.







Aspendos Antik Kenti’nin en göz dolduran kalıntısı antik tiyatro olsa da, tiyatronun arkasında kalan alanda , meclis binası , stadyum, agora, su kemerleri , bazilika, anıtsal çeşme, tapınak, hamam, sarnıçlar, dükkanlar gibi yapıların kalıntıları da var. Bizans Dönemi’ne kadar varlığını sürdüren şehir, Selçuklu Dönemi’nde bir kervansaray olarak kullanılmış. Atatürk , 1930 yılında burayı ziyaret ederek bu alanın restore edilip tekrardan açılmasını istemiş. Ve o günden sonra müze olarak ziyaret ediliyor.


Aspendos Antik Kenti içerisinde yaklaşık 3 saat kadar geçirdik , hatta çıkarken ayaklarımız geri geri gitti diyebilirim. Tiyatrosu ayrı güzel , şehri ayrı güzeldi. Nisan ayında gezdiğimiz içinde kalabalık değildi ve rahat rahat gezdik. Fakat şunu söylemeliyim ki tiyatro dışındaki diğer yapılarının bir çoğu ne yazık ki yıkılmış. Ama tiyatrosu tüm ayrıntıları ile akıllardan uzun bir süre çıkmıyor.









Aspendos Antik Kenti dönüşünü ise gelişimiz ile aynı şekilde yaptık. Gelirken şöfore kalkış saatini sorduğumuz için minibüsü kaçırma gibi bir derdimiz olmadı. Bizim gittiğimiz tarihte her saat başı ve buçukta Antik Kentin önünden hareket ediyorlardı , tabi ki siz yine gitmeden sorabilirsiniz. Otogara ulaştıktan sonra da Antalya merkeze tramvay ile geri dönüş yaparak bir günü daha Antalya’da bitirmiş olduk.


Perge Antik Kenti

Antalya’da geçireceğimiz son günümüzde ise Perge Antik Kenti’ne günümüzü ayırmıştık. Adı çok duyulmayan bu Antik Kenti de çok merak etmiştik doğrusu. Perge Antik Kenti’ne ise gidişimiz oldukça kolay oldu. Arabası olmayan arkadaşlarımız için , bulduğunuz en yakın noktadan tramvaya bindik ve son duraklardan biri olan Aksu’da indik. Tramvay durağında indikten sonra yaklışık 2,5 km’lik yürüyeceğiniz bir yol var fakat bu yol sizi korkutmasın. Çünkü önce Aksu içerisinde yürüyorsunuz , sonra yeşilliklerin büyüsüne tam kapılacaksınız derken uzaklardan Antik Kent görünmeye başlıyor ve heyecan ile yolun nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.









Perge Antik Kenti, kent merkezinin 18 kilometre doğusundaki Aksu İlçesi’nde yer alıyor. Büyük hamamları ve çok sayıdaki çeşmesi nedeniyle “Su Kenti” olarak da anılan Perge Antik Kenti , Pamphyli uygarlığının önemli şehirlerinden biri. olan Perge Antik Kenti, antik dönemden günümüze kalan en iyi korunmuş stadyumlardan birine, Yunan-Roma tipi bir amfi tiyatroya, görkemli bir Hellenistik giriş kapısına sahip.







Tarih öncesi çağlarda yerleşim için kullanılmış Karain, Öküzini gibi mağaraların ve Beldibi, Belbaşı kaya sığınaklarının sınırları içerisinde kaldığı Pamfilya Bölgesi’ne başkentlik yapmış antik kent, konumu nedeniyle önemini uzun süre korumuş. İlkinin 1946 yılında başladığı kazılar sayesinde kentin Tiyatro, Stadyum, Agora, Güney Hamamı, Sütunlu Cadde ve Helenistik Kapı gibi bölümleri gün yüzüne çıkartılmış.











Tüm bu özellikleri için bile UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne girmeyi hak eden ve bunun için Türkiye’nin aday gösterdiği antik kentlerden. Bu bölgeden çıkmış bir çok heykel, Antalya Müzesi’nde sergileniyor.







Perge Antik Kenti beklediğimizden çok daha güzel ve çok daha fazla kalıntısı bulunuyor. Yaklaşık olarak 3 saatimizi geçirdiğimiz Antik Kent’ten mutlu bir şekilde ayrıldık. Perge Antik Kenti’ne giriş 42 TL ve müze kart geçerli. Dönüş yolculuğunda ise yine tramvay durağına yürüdük ve tramvay ile gitmek istediğimiz yere ulaştık. :)



Antalya olan gezimizin sonuna gelmiş olmanın üzüntüsü ile Eskişehir’e geri dönüyoruz. Bu gezi ile bir kez daha şunu anlıyoruz ki gezmek istediğiniz de her şey sizin elinizde. Nasıl gideriz , nasıl yaparız diye düşüncelerle yola çıktığımız bu gezimiz akıllardan uzun süre çıkmayacak geziler arasında yerini aldı.


Antalya denilince genel de aklınıza muazzam hoteller ve masmavi denizi geliyor fakat Antalya bununla sınırlı kalmıyor. Antalya’nın her noktası çok farklı , her köşesi ayrı değerli… Eminim ki herkesin yolu Antalya’ya düşmüştür ama sadece denize gitmek yerine kültürel olarak neleri gezdiniz hiç düşündünüz mü ?

Biz Antalya’yı henüz gezmiş sayılmayız , gezip görebileceğimiz daha bir çok yeri bulunuyor. İlerleyen zamanlarda gezmeye devam etmek üzere Antalya’da kalbimizi bırakarak geri dönüyoruz.
Şimdilik gezimizin sonuna geldik. Bir sonra ki gezimizde görüşmek üzere…
İyi Gezmeler…


 İnstagram : minebasarn
Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder