Karadeniz her zaman gitmek istediğimiz yerleden biri ,
bundan daha önce de defalarca bahsetmişizdir. Rotamızı o yöne çevirmek için
sürekli fırsat kolluyorduk ve sonunda kendimizi Karadeniz Bölgesi’nde
bulabildik.
Karadeniz Bölgesi’ne daha önce hiç gitmediğimiz ve çok merak
ettiğimiz için bu geziye gideceğimiz an itibariyle büyük bir heyecana kapıldık.
Uzun uzun araştırmalar yapıp , bölge hakkında bir çok bilgi sahibi olduk. Doğum günüm için gideceğimiz bir gezi olacağı
için ekstra bir heyecan yaratıyordu. :)
Yörük Köyü
İlk durağımız Safranbolu’ya bağlı olan Yörük Köyü. Safranbolu’ya 11 km uzaklıkta yer alan Yörük Köyü’nün tarihi 11. yy’a kadar dayanıyor. Anadolu’nun Türkleşmesi ile Oğuzlar’ın Kayı boyuna mensup Türk aşiretleri Batı Karadeniz’e ciddi bir göç gerçekleştirir ve bu bölgeye yerleşirler. Bir rivayete göre Safranbolu’daki Hacılarobası Köyü Hacı, Davutobası Köyü Davut ve Yörük Köyü de Hüseyin adlı kardeş 3 Türkmen Beyi tarafından kurulur. Bektaşi geleneklerinin izlerinin her yerde görüldüğü Yörük Köyü, bugün tarihi evleri ile gezilip görülmeyi fazlası ile fazlası ile hak ediyor.
Türkmen yerleşim geleneğine uygun olarak köye girişinizde
sizi bir mezarlık karşılıyor. Mezarlık ve ahşap evlerden dar bir sokağı
geçtikten sonra sizi Çökön Meydanı karşılıyor.
Türklerin ilk yerleştiği yer Çökön Meydanı olarak adlandırılırmış. Bu meydanda
sizi bir büst selamlıyor. Bu büst bir Yörük Köylü olan dünyaca ünlü opera
sanatçımız rahmetli Leyla Gencer‘e
ait. Ayrıca Cemil İpekçi de
buralı. Köyün sokaklarından biri de onun biri de Leyla Gencer’in adını taşıyor.
Köyde ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de
Çamaşırhane. 300-350 yıllık olduğu tahmin edilen çamaşırhane köyün ortak malı.
Bu yapıda da Bektaşi Kültürü detayları kendini gösteriyor. Çamaşırhanede
kullanılan su daha sonra toprağa gitsin diye özel eğimler verilmiş. Ayrıca uzun
ve kısa kadınlar da düşünülüp ortadaki çamaşır yıkama yerinin bir kısmı yüksek
bir kısmı alçak olarak tasarlanmış. Çamaşırhane en son 1996 yılında restore
dilmiş ve bugün sanat galerisi olarak kullanılıyor.
Yörük Köyü’nün arnavut kaldırımlı sokaklarında gezinirken
kapı tokmaklarına takılı olan ipler dikkatimizi çekiyor. Bu ipler eğer aşağı
doğru sarkıyorsa ev sahibi evde , eğer sıkıca bağlı ise ev sahibi evde yok
anlamına geliyormuş. Ayrıca köye araba ile giriş yasak. Bu nedenle yürüyerek
köy sokaklarını gezmelisiniz , hem de çok daha zevkli hale gelmiş oluyor.
140 haneli Yörük Köyü’ün 62 hanesinde 240 kişi yaşıyor. 180
kişiye yakın da belli aralıklarla köyünü ziyaret ediyor. 35 ev sahibi de
bayramdan bayrama köyüne uğruyor. Köydeki en eski konak Onbaşıgil Evi tam 450,
en yenisi ise 90 yaşında.Köyde bazı evler restore edilip , hotel , restorant ,
hediye eşya mağazası gibi yerlere dönüştürülmüş. İşletmelerin bir çoğunun
sahibi de köylüler oluyor. Hepsi çok tatlı , ilgili ve güler yüzlü. :)
Küçük bir Safranbolu niteliğinde olan Yörük Köyü de en az
Safranbolu kadar ziyaret edilme önceliğine sahip güzel yerlerden. Karabük’ün
Safranbolu ilçesine bağlı Yörük Köyü, 1997’de sit alanı ilan edilmiş ve köyün
nerdeyse tamamı bozulmadan günümüze dek gelmiş.
Cumalıkızık ile birlikte UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilen köy, tam açık hava müzesini andırıyor. Safranbolu’ya yolunuz düşerse rotanızda olması gereken bir yer.
Cumalıkızık ile birlikte UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilen köy, tam açık hava müzesini andırıyor. Safranbolu’ya yolunuz düşerse rotanızda olması gereken bir yer.
Karadeniz’in köylerinden birini gezdikten sonra
Safranbolu’ya doğru yola çıkıyoruz.
Yörük Köyü sonrası durağımız Safranbolu oluyor. Bir sonra ki yazımızda Safranbolu ile Batı Karadeniz Gezimize devam edeceğiz. :)
İyi Gezmeler...
İnstagram : minebasarn
İyi Gezmeler...
Facebook : Mine Başaran
Mail : minebsrn4@gmail.com
Mail : minebsrn4@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder